Wednesday, February 29, 2012

we are high

"çok karanlık. koşmam lazım. koşamıyorum, nefesim kesiliyor.  kesik kesik nefes alabiliyorum. ama yanına gelmem lazım. gelmem ve anlatmam lazım her şeyi. korkmaman gerektiğini, gözlerini açman, bakman, hissetmen, gerektiğinde bağırman gerektiğini anlatmam lazım. seni sigaranı uzun uzun içine çekerken izlemem lazım. parmaklarımı belindeki yerine koymam lazım yine. ve insan olduğumuzu anlatmamız lazım birbirimize tekrar. buna ihtiyacım var. sen de bana yardım eder misin acaba? beni hatırlar mısın ya da.. her neyse. "kesik kesik de olsa nefes alabildiğime göre hala yaşadığım sonucuna vardım ve yaşamamın doğal bir sonucu olarak da seni düşünüyorum" demek için geliyorum yanına.  geldiğimde seni bulabilirsem eski alışkanlıklarımızı yad edeceğimiz bir günümüz olur belki. olması lazım.. olması lazım, çünkü ben gidiyorum." dedi Kız ve nefesinin kesilmediği, ferah, aydınlık, fakat çıkışını göremediği bir tünele doğru yürüdü.





























references:
'Helmut Newton photography'
'Saga Sig photography'
'Simon Porte Jacquemus'
&
anonymous images

Monday, February 13, 2012

rock me baby

Pierre Balmain 2012 Campaign Video


A film by Inez and Vinoodh.
 Art Direction: Atelier Franck Durand 
 Styling: Melanie Ward
 Edited by: Otto Arsenault 
 Hair: Christiaan 
Make-up: Jeanine Lobell

Saturday, February 11, 2012

R.I.P Alexander McQueen

"I think there is beauty in everything. What 'normal' people would perceive as ugly, I can usually see something of beauty in it." - Alexander McQueen





























 





 1. Alexander McQueen
3. Spring/Summer'08
5. Spring/Summer'08
6. Fall/Winter'09
7. A. McQueen Underwear Campaign
9. Alexander McQueen: Savage Beauty | Exhibition at Metropolitan museum
10. Alexander McQueen: Savage Beauty | Exhibition at Metropolitan museum
11. A. McQueen for Givenchy 1997
12. Eyewear collection SS'10
16. A. McQueen Armadillo Shoes

Thursday, February 9, 2012

it's more than indiscreet

Kız, arka planda, ayakta durmakta zorlanan bir adamın sendeleyerek yürüyüşünü gördü. Tam gidip yardım etmeyi düşündüğü anda ilk önce adamın elindeki şarap şişesini fark etti, ardından parmakları kesik siyah eldivenlerini ve son olarak da kır sakallarla kaplı tanıdık kirli yüzünü. "Ah mustafa!" dedi içinden, "Sen miydin!". Mahalleli Mustafa'ya zaman zaman kullanmadıkları eski giysilerinden verirdi ve şuan üstünde son bir senedir onunla bütünleşen haki parkası yerine, daha sıcak tutacağı her halinden belli olan kırçıllı gri bir palto ve kafasında da lacivert bir bere vardı . Kız, Mustafa'yı bu yüzden tanıyamamıştı. Kaldırıma çıkıp her zamanki köşe başına ulaşmayı başaran Mustafa "Buralar benim mekanım, bu sokak benden sorulur!" dercesine ve gerinerek yerine kuruldu. Tam o anda sokağın kedisi "Üzüm" (ona bu ismi Mustafa koymuştu ve tüm mahalle kediye bu isimle seslenirdi) bunu doğrularcasına koşarak geldi ve bir yandan yerde uzanıp bir yandan şarabını tepesine dikmeye çalışan Mustafa'nın paltosunun içine girdi, keyiften mırlamaya başladı. 
         Kız, kafası hafif yana düşmüş şekilde ve yüzünde bir tebessümle bu tanıdık tabloya bakıyordu. Bu görüntü onun için bir fon olmanın ötesindeydi ve her zaman ilgisini çekmeyi başarıyordu. Yıllardır yaşadığı bu sokaktaki hiçbir şey onun için artık görünmez bir hal almamıştı. Her gün yeni bir şey keşfediyor, kendini buradaki ayrıntılarla besliyordu. Kız, bunları düşünürken arkadaşının çığlığıyla gerçek dünyaya döndü. Arkadaşı "Aman tanrım!" diye bağırıyordu ve "Şuraya bakacak mısın artık? Neye bakıyorsun sabahtan beri?" diye ekledi. Kız, "Ne oldu, ne var?" diye sordu ve arkadaşı "Görmüyor musun? Bu bir sokak festivali ve bugün bizim sokaktalar! Eve erken döndüğümüz için ne kadar şanslıyız, yarın dönseydik kaçıracakmışız" diye cevapladı, ardından heyecanla kendini kızın yeni yeni fark etmeye başladığı dansçıların,  rengarenk aydınlatmaların, oyuncakların, dekorların ve şekerlemelerin olduğu dünyaya attı. Kız, gözlerine inanamıyordu, yaklaşık on dakikadır sokaktaydı ve gördüğü şey bu rengarenk ve parlak festival değil de Mustafa ve Üzüm'müydü? Kız festivale dikkatlice baktı ve görmeye başladı. "Tüm bunları nasıl farketmedim?" diye düşündü ve bir anda yıllar önce karşısına çıkmış, aşık ve hayran olduğu o bilge adamın sözleri aklına geldi:  

"Ortada olan şey göze batmaz"


            The Girl saw a man who had difficulty in standing and was tripping around. As she intended to go and help the man she first noticed the wine bottle in his hands, then his black fingerless gloves and, finally, his dirty, gray beard covered familiar face. "Oh Mustafa!" she said to herself, "Was that you?".  Neighborhood residents gave their old clothes to Mustafa from time to time and now he wore a salt and pepper coat which was more likely to keep him warm and put a navy beret on his head instead of a khaki parka, which had become his trademark. This was the reason why she hadn’t recognized him. Coming to the sidewalk and succeeding to reach his usual corner, Mustafa ensconced himself in his place as if he was trying to tell everyone that "This is my place, this is my territory". At this moment alley cat "Üzüm" ( Mustafa had named her and all neighborhood residents called her with that name) ran to Mustafa, who was lying on ground and trying to drink his bottle of wine, as corroborating his possessive attitudes.  Üzüm entered his coat as always and began to purr.

The Girl tipped her head to one side and stared at that familiar table with a smile on her face. This image had always been more than a background for her and succeeded to draw her attention. Nothing had become invisible at this street where she lived for years. Discovering something new every day, she was improving herself with the details here. As The Girl was thinking about these, she returned to the real world with her friend's scream. "Oh my god!" her friend was shouting, "Will you look over here now? What are you looking at for ages". The Girl asked "What is it? What happened?" and "Don't you see? This is a street festival and it is here for today. We are so lucky that we returned home today. We would miss it if we returned tomorrow" her friend answered. Then the friend excitedly threw herself to the world of dancers, neon lightings, colorful toys, decors and candies that The Girl just began to realize. The Girl couldn't believe her eyes. She was at the street about ten minutes and the thing she saw is not that colorful and spectacular festival in fact it was "Mustafa and Üzüm". She looked at the festival carefully and began to see. "How could I overlook all these?" she thought and at that moment the wise words of a man that she loved and admired once upon a time sprang to her mind:

"It's more than indiscreet."





   













                                                        





                  






                     















  

1. Christian Lacroix by Jean Paul Goude
2. An Illustration by Yoshi Tajima
3. Jimmy Choo Clucth
4. H&M SS'12
5  An Illustration by Fab Ciraolo
6. Elsa Schiaparelli Dress
7. Christopher Kane SS'11
8. An Illustration from L'Officiel magazine
9. Reebok Freestyle Hi Reign-Bow Sneakers
10. Cambridge Satchels
11. Kat+Duck Photography
12. Miroslava Duma at New York Fashion Week
13. Calvin Klein SS'09/10
14. Adidas Sneakers
15. Saga Sig Photography
17. Tom Ford Shoes
18. Saga Sig Photography
19.  An Illustration by Mats Gustafson
20.  An Illustration by Rene Gruau
22. Cotton T-shirt and Skirt by Jil Sander 
23.  Dani - Chic A La' Russa
24. An Illustration by Mustafa Soydan
25. Norman Parkinson - 1956
26. Dresses from 1970s

*  "It's more than indiscreet" - A Quote from "Sherlock Holmes the Game of Shadows"